boş tavana bakıp hayal kurmayalı ne kadar oldu. şimdi bu yazıyı okumayı bırak. tavana bak ve bir hayal kur.
hazırsan devam ediyorum. ben eskiden geceleri uyumadan önce hayaller kurardım. ama çok saçma şeyler oldukları için onları sadece yatağıma, yastığıma ve yorganıma anlatırdım. hatta bir ara onlara Metin-Ali-Feyyaz diye lakap takmıştım. neyse sonra zaman geçtikçe hayal kurmak zorlaştı. gerçekleri görmek hayalleri elimden almaya başladı. tam böylesi zamanlarda tavanla tanıştım. onun daha bir lakabı yok ve ihtiyaçta duymuyor.
bazen tavanlar acaba neden beyaz diye düşünüyorum. aslında cevap basit. insanlar daha güzel şeyler hayal etsin diye beyaz tüm tavanlar. biz daha tatlı kandırılalım diye beyazlar. yerler siyahtır. yere çarparsan canın yanar ve gerçekleri hissedersin ama tavan seni hep havada yaşattığı için gerçeklere ihtiyacın olmaz. hatta tavanın hayalleri o kadar hoşuna gider ki onları gerçekmiş gibi hissedersin. tam o sırada ışıklar söner ve tavan da kararır. işte o zaman tüm hayaller kararır ve daha sert bir şekilde yere çakılırsın.
hayal kurmaktan asla vazgeçmeyin. her zaman tavanınız olsun. ama yanınız da el feneri taşımayı da unutmayın. hayallere tutunmak için, tavanın beyazlığına ulaşmak için ihtiyacınız olabilir.