Karanlığın eşsiz belgesiydi yalnızlık hatta sonsuz kardeşi.
Belki de yollarını özlem ve hasretle gözleyen aşığıydı bilinmez. Yalnızlık
karanlığı bekledi ısrarla. Ya da karanlık onu çağırdı ayağına. Aralarında
ilişki çok açık ama yoktu ismi daha. Bir ışık parçasından korktukça yalnızlık,
hemen sığındı karanlığın koynuna.
Ahmak mıydı acaba yalnızlık? Ondan mı sevilmezdi? Ondan mı benimsenmedi
kalplerin başucunda? Bir insan ilk önce yalnızlığı sonra karanlığı sevecek.
Hayatında aydınlık kadar karanlıklarda varsa, eşin kadar yalnızlığın da varsa
sevmek zorunda.
Aydınlıktan nefret ettim yıllarca. Yapmacıktı. İnsanların
ölünce gördükleri beyaz ışık onların içinde ki yapmacıklığı temsil ediyor
bence. Ama kendimden eminim, ölünce karanlıkta kaybolup gideceğim. Hiç ışığın
olmadığı sonsuz karanlığa gömüleceğim ve çıkmayacağım oradan yalnızlık beni
çağırmadan.
Bir gün kapım çaldığında o yüce karanlıkların ardından. Açmaya takatim olduğu
kadar açacağım kapıyı ve umutla yalnızlığımın olmasını bekleyeceğim. Aslında
karanlığın ortasında size gerek tek şey umuttur. Ne su ne ateş ne yemek ne
nefes. Tek gereken umut. Suyu
isteyemezsin çünkü su berraktır. İçinin pisliğiyle bu berraklığı kirletmeye
hakkın yok. Ateşi isteyemezsin çünkü karanlığın düşmanıdır ateş. Nerede kendini yüceltse karanlık arkasından
pis pis gülerek gelirdi ateş. Ve yok ederdi saltanatını karanlığın. İşte bu
yüzden istenemez ateş. Yemek isteyemezsin çünkü karanlığın seni doyurur. Yemek
diye yedikleriniz ne? Kin, nefret, ihanet dışında. Ama karanlık seni doyurduğu
anda içinde kalmaz ne kin ne nefret ne ihanet. Sadece gerçeklere bulanırsın
boğazına kadar. Nefes alamazsın. Çünkü gerçekler nefes almana vakit vermez.
Sadece yaşarsın karanlığın hükümdarlığında ve umutla beklersin yalnızlığını.
Gün geçer yalnızlık çalar kapıyı. Eğer gerçekleri biliyorsan
onu başının üzerine çıkarırsın. Ama gerçeklerden kaçıyorsan yüzsüzlüğe bulanmış
suratını ekşitir ve ''Geç içeri istenmeyen misafir.'' dersin
Yalnızlık asildir. Gerçekleri bilene de asil davranır. Gerçeklerden kaçana
da.